29 Mart 2009 Pazar

27. Uluslararası İstanbul Film Festivali'nin dördüncü günü "abla" üç yeni film daha görür: The Darjeeling Limited, Uyanış, Oyuncak Ayı

Ev halkı kahvaltıda, zil! "Kim olabilir sabah sabah?" "Kardeşim!" der "abla"nın kızı, "ben çağırmıştım kahvaltıya..." "Abla"nın ilk eşinin, ikinci karısından doğma kızkardeşinden sözetmekte. Kızı, kapıyı açıp öpüştüğü kız kardeşini annesine havale eder, "abla"yı seven onun da çok sevdiği kız uzuuuuun uzuuun sarılır. Babasının sıkı takibinden şikâyetçidir; konu masaya yatırıldığında "abla" "bak seninle hiç böyle ilgilenmedi, babalığı ancak ikinci çocukta öğrendi" der kızına, yanıt kızkardeşten gelir, "ben onu sordum babama, onun dedi, bakımı annesine aitti, dolayısıyla da o sorumluydu..." İlk eşinin farklı mantığına çok da yabancı olmayan "abla"nın "ilk kızının parasını ben ödediğime göre sahibi bendim yani, bir çeşit köle!" yaklaşımına hep beraber gülerler.

Kahvaltı sohbetine kıyamayan "abla" sabah yürüyüşünden cayar, minibüsle Şişli'ye metroyla da Taksim'e ulaşır, esnettiği zamanda metronun Gezi Parkı çıkışındaki fotoğraflara bakar, bir seyyar yoğurtçunun yüzündeki içten gülüşle içi ısınır.

Wes Anderson yönetiminde The Darjeeling Limited; Kendi yollarında yaşayıp giden üç erkek kardeş(Owen Wilson, Adrien Brody, Jason Schwartzman)ten en büyükleri ölümcül bir kaza geçirince arınma niyetiyle daha da çok Himalayalar eteklerinde bir manastırda rahibe annelerini görmeye, muhteşem Hindistan'da tren yolculuğuna çıkarlar: Aralarında çıkan kavga sonucu trenden atılırlar, yolda rastladıkları suya kapılan çocukları kurtarmaya çalışırlar, ölen çocuğun cenazesine katılırlar... Ayrıntılı yol programına, saate, eski bağlantılarına bağımlılıkları, kendi çevrelerine kendilerinin ördüğü duvarlar onları ne kadar zorlasa da, birbirleriyle, tamamen farklı insanlarla bir araya gelişleriyle gelişirler, değişirler. Çok hoş esprilerle anlatılmış, üç yetişkin görünümlü oğlan çocuğunun bitmeyecek büyüme macerasından bir bölüm, çok güzel bir film!

Uyanış kadın yönetmen Anahi Berneri'den bir Arjantin filmi: Yaşı ilerlemiş, gittikçe tanıyanı azalmış TV yıldızı kadın oyuncu teyze ile 15 yaşına giren yeğeninin, hayat alanındaki bir çeşit devirteslimini anlatan güzel bir film. Kendisinden hoşlanan otel görevlisiyle yatan teyze yeğeninin genç adamdan hoşlanması üzerine onların yakınlaşmasını sağlayıp kente döner, "abla"nın devirteslimle anlatmaya çalıştığı bu! Yaşamın hiç bir alanından çekilmeye niyeti olmayan "abla", çok şükür yaşsızdır...

Bir Çek filmi; Oyuncak Ayı, Yönetmen Jan Hrebejk. Yaşamlarını yarılamış, biri iki eşli, bir diğeri eşinin boşanmak istediği iki adam, üçüncünün, aralarında en başarılı, en mutlu görünenin çocuklarının babası olmadığını sorduklarında ne farkeder? yanıtı alırlar. Film Çin Atasözüyle biter; gerçeği bilerek doğrunun türküsünü söylemek güzel, gerçeği bilerek aptalların türküsünü söylemek daha da güzel! Güzeeeel! der "abla" bir üst basamağa sıçramış yeni bir bilinç düzeyi, yeni bir yaklaşım, ne kadar saygıdeğer! Ve evlilik kurumu üzerine şu "abla" özlü sözüne ne kadar uygun: Evlilik, bir diğerinin bedeninin satın alınması değil, olsa olsa bir süre kullanılması, kiralanması kontratıdır!

Hiç yorum yok: