15 Ekim 2008 Çarşamba

2008 Filmekimi 6. gününde "abla"nın tek bileti var: Denizkızı

15 Ekim 2008. Günün tek filmi için, "ahmak ıslatan" altında Taksim'e yürüyen "abla", bir önceki seanstan çıkan, uzun zamandır görmediği kuzeniyle buluşur; festival filmleri üzerine, zaman elverdiğince sohbet ederler. 16:00 seansında Anna Melikyan'ın yönettiği, Rusya 2008 yapımı Denizkızı'nda Masha Shalaeva, Yevgeniy Tsyganov, Maria Sokova, Nastya Dontsova oynamakta. Deniz kıyısında bir barakada, yoksul anne ve anneannesiyle -babasız- büyüyen Alisa'nın havayı değiştirmek gibi yetenekleri varsa da çok istediği halde balerin olamaz. Moskova'daki yaşamlarında telefon ahizesi, bira bardağı olarak çalışır, okula gitmeye niyetlenir, cinsellikle, aşkla tanışır, sevdiği adamı bir kaç kez ölümden kurtarır...

Sinema çıkışında, kız kardeşi ve arkadaşıyla buluşup bu film hakkında konuşan "abla"nın içine sinmeyen, Rusya'nın yaşadığı, tüketim ekonomisine hızlıca geçişin neden olduğu hazımsızlığın, sürekli değişen reklam sloganlarıyla vurgulanışındaki güzellik ve birçok (2008 Sundance Dünya Sineması En İyi Yönetmen, 2008 Berlin FIPRESCI Ödülü, 2008 Sofia En İyi Film) ödüle karşın, pek çok klişeyi barındırıyor olması. "Abla"nın iddia ettiği, iyi bir izleyici olan kız kardeşinin katılmadığı kalıplar arasında, "arızalı" çocukluk geçirmek, bir şeyin, meselâ babanın eksikliğini ömür/film boyu çekmek, durup dururken kendini yoksulluğuyla doğru orantılı zengin ortamda bulmak, zengin ortamın ille de dejenere olması, cinselliğe olabildiğince uç yaklaşım ve her nasılsa umudu, neşeyi yitirmemek... Çevrede aykırı bir doğa olayı, üzerine de bir parça metafizik sos! Festivalde, az da olsa, bir de Vinterberg'in Eve Dönüş filmini izlerken benzer duygular yaşayan "abla"nın klişeler konusunda epey kanıtı var.

Hiç yorum yok: