10 Ekim 2008 Cuma

10-16 Ekim 2008 filmekimi'nden iki, Cenova ve Daima Mutlu, Pera Film'den bir film, Gülen Mirasçılar

Kız kardeşi bir "lâle" olan "abla", gösterimlerini bir emeklinin kalbini ve cesaretini kırmayacak bedelle yaptığı için derin şükran duyduğu iksv'nın filmekimi 2008 biletlerini koyduğu zarftan 10 Ekim tarihli ikisini seçip Emek Sineması'na yollanır.

İngiltere yapımı, 2008 tarihli Cenova: "Abla"nın, adı aklında kalan yönetmenlerden, Michael Winterbottom için tanıtım broşürü "...bilimkurguya, erotik ilişki dramlarından belgesele türler arasında rahatlıkla geçiş yapabilen..." demişse de, aile dramı olduğu belirtilen film neredeyse belgesel; annelerini, kardeşinin neden olduğunu düşündüğü kazada kaybeden ablanın bağışlaması ancak ölümcül bir kazanın eşiğinde gerçekleşir. Her daim müşfik yüz ifadeli baba Colin Firth, babayla yakınlaşmaya hazır akademisyen iş arkadaşı Catherine Keener, bir görünüp bir kaybolan anne Hope Davis ve kızlar Perla Haney-Jardine ve Willa Holland gayet başarılı ama "abla" memnun değil! Belli ki, broşürdeki "...parıldayan güçlü bir psikolojik dram..." sözlerine gereğinden fazla bir beklenti yüklemiş! Cenova'nın bizzat kendisi ise, oyunculardan çok daha etkili...

Yüreği, Errol Morris'in mutlaka çok etkileyici belgeseli 2008 Berlin Jüri Büyük Ödüllü Standard Operating Procedure'ü izlemeyi, aynı nedenle kaldırmayan "abla" üşenmez, seri yağmur altında Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi sezon açılış filmi, her zaman bayıldığı Red Kit'i görmeye gider ve bu seçimi yüzünden Sinefiller Tanrısı'nın lânetine uğrar. 14:00 seansını, bir tek "abla" izlemek istediğinden ve mevzuat gereği salonda, oluşabilecek âni teftiş sırasında en az 3 kişi görünmesi gerektiğinden bilet ücreti iade edilir, cumartesi daha kalabalık önerisiyle, binbir özür, uğurlanır.

Bir İngiltere yapımı daha; 2008 tarihli, yönetmen Mike Leigh hatırına Daima Mutlu: "Abla", 2008 Berlin Gümüş Ayı en iyi kadın oyuncu ödüllü Sally Hawkins Poppy için broşürdeki tanıtım yazısının "...hayata olumlu tarafından bakan, akıllı, fazlasıyla neşeli, otuzlarındaki ilkokul öğretmeni..." satırının fazlasıyla kısmına yerden göğe hak verir; nedense, bisikleti çalındığında vedalaşma fırsatı bulamadığına hayıflanan Poppy'inin iyimserliğine aklı yatmaz. Sürücülük dersi aldığı, dokunulmaya dayanamayan bastırılmış öfkesi çok gerçek Scott, iğneli diyalogları sevimli Flamenko hocası, Poppy'nin rehber/danışman sevgilisi ile kavuşup birlikte akan iki dere şırıltısındaki uyumları ise filmin "abla"nın beğendiği güzellikleri...

Saat 18:00! "Abla"nın eve dönesi yok; "Doğu'nun Cazibesi" sergisi çıkışı aldığı Pera Müzesi Film Etkinlikleri broşürünü çantasından çıkarıp inceleyen "abla" 7-26 Ekim 2008 tarihli, Almanya'dan Klâsikler, 1930-1943, Sesli Filmler başlıklı gösterimlerin başlamış olduğunu görür, 19:00'daki, 1933 Almanya yapımı siyah/beyaz, Gülen Mirasçılar'ı izleme niyetiyle Pera Müzesi'ne yollanır. Yönetmen Max Ophüls, broşüre göre bu filmi, "...yıldız oyuncu Heinz Rühmann'a göre tasarlamış. Film, döneminde -Berlin Film Konseyi tarafından, içki içmeye teşvik gerekçesiyle- sadece yetişkinler için uygun görülmüş..." Şarta bağlı miras konulu komedi türünde film, hoş diyalogları, Ren Nehri'nin ve çevresinin o günlerdeki görünüşü, dönemin davranış biçimi, giysileri, yandan çarklı nehir gemisi, yaylı bir tablaya oturtulmuş tuhaf antenli telefon... gibi detaylarıyla, "abla"nın, günün kazanç hanesine yazdığı filmdir.

1 yorum:

senbilirsinabla dedi ki...

İstanbul Film Festivali'ni, adının Sinema Günleri olduğu başından bu yana, 31 yıldır aksatmadan izleyen "abla" ilk kez 32. yılında, yaz kış oturduğu yazlıkta Nisan'ı kaçırmamak üzre feda eder; iyi de eder.
"Meğer" der, "bu Nisan ayı ne muhteşem bir ay'mış, tüm ömrüm Nisan olsa!.."