22 Aralık 2008 Pazartesi

11. Sinema-Tarih Buluşması 3. gününden; Ayrı Dünyalar, Ateşten Kalp, Serçelerin Şarkısı

"Tarih Boyunca Mülteciler" başlıklı 11. İstanbul Uluslararası Sinema-Tarih Buluşması 3. gününde "abla" üç film görür.

14:00 ve 16:30 biletlerini alırken, kendisi gibi film izlemek için emekli olmuşa benzeyen bir arkadaşı ve onun -işi gereği- Pakistan Devlet Başkanı, Irak Enerji Bakanı türünden arkadaşları olan, iletişim mühendisi eşi ile karşılaşan "abla", küçük kız kardeşinin de eklenmesiyle önce Dünya Festivalleri bölümünden Niels Arden Oplev'in yönettiği, 2008 Danimarka yapımı Ayrı Dünyalar'ı izler. Gerçek bir öyküden uyarlanan, Rosalinde Mynster, Johan Philip Asbaek, Jens Jorn Spottag...'ın oynadığı film, Yehova Şahitleri üyesi bir ailenin öyküsünü anlatır. Sara, hippi ana-babanın oğlu müzisyen Teis'e rastlayıp ona âşık olana kadar sorgulamadığı derin inancını, okul arkadaşı genç kızın, inançları kan verilmesini reddettiği için ölümü üzerine tümüyle terkeder. Ağabeyi uygunsuz bir kitap okuduğu için cemaatten dışlanmış genç kızın geliş gidişlerle süren sarsıntılı dönemi Tanrı ile yaptığı son konuşma ile biter. Tutucu tüm tarikatlar gibi cinselliği belli şartlar altında, sosyal yaşamı belirlenmiş modelden kıl kadar sapmaksızın yaşamayı, kıyametle seçilmişler dışında herkesin öleceğini... vaazeden Yehova Şahitleri öğretisini merak eden "abla", "keşke" der, "biri de Scientology üzerine bir film yapsa..."

Dörtlünün ikinci filmi yine Alkazar'da; Telekomünikasyon alanında çalıştığı Pakistan'a sık sık gidip gelen arkadaşının, yolculuk ettikleri uçakların bazısının dörtte üçünün, Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden toparlanıp sınırdışı edilmiş, kaderine boyun eğmiş görünen Pakistanlı'larla dolu olduğunu anlatıp, bu yüzden ilgisini çektiğini söylediği Mülteciler bölümünden Ateşten Kalp: 2008 Almanya yapımı, Luigi Falorni'nin yönettiği, Letekidan Micael, Salomie Micael, Seble Tilahun...'un oynadığı film, İtalyan rahibelerin bakımındaki zeki küçük kız Awet'in, ablası tarafından alınıp kahraman sandığı babasına götürülüşünü, babasının yeni ailesinin hizmetkârı olmaya zorlanışını, adamın iki kızı Eritre'nin Kızları adlı özgürlük ordusuna vermesiyle, 300.000 çocuğun öldürmeye zorlandığı, ölüp öldürüldüğü savaşa, içinden tanık oluşunu anlatır. Dünya üzerinde silah üretildiği sürece, pazarını bulacağı, yaratacağını bilen "abla", en küçükleri Awet'in sağ kalan üç dört çocuğu toplayıp küçük bir isyanla silahlarını bırakarak çöle, Sudan'a yürüyüşlerini hüzünle izler.

Günün üçüncü filmi, sevdikleri Alkazar salonunda, Ödüllü Filmler bölümünden, 2008 İran yapımı, Serçelerin Şarkısı: Yönetmen Mecid Mecidi, oyuncular, başta yüzünden/fiziğinden güç alan etkili oyunuyla, Gümüş Ayı ödüllü Mohammad Amir Naji, Reza Naji, Maryam Akbari, Karman Dehghan, Hamed Aghazi... Bir devekuşunun kaçışıyla çiftlikteki işinden olan Kerim, kızının kulaklığı için kente gidişinde rastlantıyla motorsiklettaksi olur; bu, para ile teklifsizce karşılaşmasına, değerleri ile yeni yaşam modeli arasında bocalamasına yol açar. Durum, girişimci küçük oğlunun milyoner olma hayaliyle yaptığı ataklarla da beslenince aile, kalender, neşeli yaşamında ufak tefek krizler yaşar. Eski alışkanlığıyla, İran filmi izlerken her an bir felaket bekleyen "abla", -Kerim'in iyilikle atlatılmasını sağladığı- balıkların içinde durduğu fıçı dağıldığında rahat bir soluk alır. Tek yaprak broşürün arkasındaki listede adı geçen filmlerden...

Hiç yorum yok: