11 Ekim 2010 Pazartesi

Filmekimi 2010 dördüncü günü "abla", üç film görür: Mezara Kadar, Hırsız, Ateşle Oynayan Kız

ABD, 2009 yapımı Mezara Kadar: Yönetmen Aaron Schneider, oyuncular Robert Duvall, Bill Murray, Sissy Spacek, Lucas Black... Camını taşlayan çocuklara yıllar boyu ateş eden Felix, kasabada herkesin, hakkında korkunç bir öykü bildiği biridir. Ormanda geçirdiği 40 yıl sonunda, elinde bir tomar parayla, kendisine, bir arkadaşının "yaşlılıktan" öldüğü haberini getiren pedere gider, kendisi için bir cenaze töreni istediğini söyler; anlaşamazlar. Konuşmaya tanık olan cenaze levazımatçısı çırağı Buddy ile kentliler gibi ölmeyi bilmediklerinden iflâsın eşiğinde patronu, bu yeni kurtuluş umudunu değerlendirmeye, Felix için, ödülü araziyle evi olan bir kur'a çekilişinin de yapılacağı, kendisi hakkında öyküsü olan herkesi anlatmaya davet ettiği bir cenaze partisi düzenlemeye karar verirler.

O ara, 40 yıl öncesinden bir sevgili oraya çıkar, -"abla"nın, Günah Tohumu, Carrie'den bu yana hayranlık duyduğu Sissy Spacek-, kadına, "seni görmeye geldiğimde, kardeşin annenle çamaşır asıyordu, yüzünü bana döndüğünde kalbim öyle çarptı ki... o ana dek bir kalbim olduğunu bile bilmiyordum" itirafında bulunan Felix, radyo programına katılır, kuzeye gidip ahşap kilisesini yaptığı pederi ziyaret eder daveti reddedilir, kur'a için toplanan paralar kaybolur; filmin sonunda yaşlı adam, giderek derinleşen sırrı, cezasını çektiğine karar verip itiraf edecek gücü bulduğunda, partiye katılan kasabalı kalabalığına açıklayacaktır.

Cenaze levazımatçısı-Bill Murray-nın neden olduğu çok hoş esprilerle gelişen, öyküsü kadar, işlenişi de güzel
laser altyazılı film, "abla"ya kalırsa, vizyona girer girmez memnuniyetle izlenecek.

2010 Diagonale En iyi Avusturyalı Erkek Oyuncu, En iyi Avusturyalı Kadın Oyuncu ödüllü, Avusturya-Almanya, 2010 yapımı Hırsız: Yönetmen Benjamin Heisenberg, oyuncular Andreas Lust, Franziska Weisz, Markus Schleinzer... Soygun girişimi yüzünden içerde Johann, koşu bandında, ufacık bahçede dört dönerek koşarken salıverilir. Özgür yaşamını, bir yandan banka soyarak, öte yandan maraton koşarak, rekorlar kırıp ödüller kazanarak sürdürürken, kendisini mutlu edemeyeceğini söylediği sevgilisi tarafından ele verilir ve takip başlar. Konusunu gerçek yaşamdan alan film, karın serpiştirdiği otoyol kıyısında, böğründeki yaradan sızan kanla, Johann'ın hayattan sızışına tanıklık eden sileceklerin hüzünlü gelgitinde, sevgilisiyle yaptığı son telefon/veda konuşmasıyla sona erer.

Her yaşamdan bir şeyler öğrenilerek tekâmüle ulaşıldığı fikrindeki "abla" düşünür,
"Johann, bu yaşamdan ne öğrenmiş olabilir?"

İsveç-Danimarka-Almanya, 2009 yapımı
Ateşle Oynayan Kız: Yönetmen Daniel Alfredson, oyuncular Noomi Rapace, Michael Nyqvist, Lena Edre... Japonya dönüşü, Millenium Üçlemesi'nden Ejderha Dövmeli Kız'ı izleyen "abla" için, üçlemenin ikinci filmi Ateşle Oynayan Kız'a, Filmekimi'nde rastlamak tam bir sürpriz olur. Bilgisayar ustası, asi, gizemli baş kadın karakter Lisbeth Salander, bu defa, kendi başına örülen -üç cinayet- çoraplarla uğraşmak zorunda kalır. İlk filmde dersini verdiği gözetmeninin evine, bir yıl sonra varıp, silâhıyla hizaya çekmeye çalıştığı adam, göçmen kızların suistimal edilişinin incelendiği tezin yazarı ve sevgilisi gazeteciyle aynı zamanda öldürülür. Parmak izlerinin Salander'i göstermesinin ardında, görünenden çok daha büyük ve eski bir neden vardır. "Abla" meraklısına, önce Ejderha Dövmeli Kız'ı, sonra Ateşle Oynayan Kız'ı izlemesini önerir.

Stieg Larsson
'un üçlemesinin ilkinde, sevgiye karşın dağılmış aile fertleri biraraya gelirken, ikinci bölümde, birbirinden nefret eden aile fertleri buluşur; "abla", üçlemenin üçüncü bölümünü şiddetle merak eder.

Hiç yorum yok: