8 Nisan 2010 Perşembe

29. Uluslararası İstanbul Film Festivali 6. Günü "abla" üç film görür: Patenci Kızlar, Orman Perisi, Getirin Kellesini

ABD, 2009 yapımı Patenci Kızlar: Yönetmen Drew Barrymore, oyuncular Ellen Page, Marcia Gay Harden, Drew Barrymore... "Abla"nın, çok beğendiği Jason Reitman filmi Juno'dan tanıyıp bayıldığı Ellen Page, bu kez, aktrist Drew Barrymore'un ilk filminde aykırı, patenci genç kız rolünde. Yaşamını zenginleştirecek fırsatlara ulaşabilsin diye, annesi tarafından -bir Amerikan standardı(!)- güzellik yarışmalarına sokulan Bliss, rastlantıyla, gönlünde yatanın paten olduğunu keşfeder. Öğrenciliği yanısıra et lokantasında garsonluk yapmaktayken, yakındaki Austin'e seçmelere gider, kazanır, yaşını gizler, takıma alınır. Ailesinden gizli çalışır; Acımasız Bebekyüz takma adıyla paten kariyeri tırmanırken âşık olur, derken yakın arkadaşı garson kız bir gösteri sonrası tutuklanınca olay aydınlanır. Antidepresan bölümünden çok eğlenceli bir film...

Tayland, 2009 yapımı
Orman Perisi: Yönetmen Pe-ek Ratanaruang, oyuncular Wanida Termthanaporn, Nopachai Jayanama, Chamanun Wanwinwasara... Başrolünde "suçluluk duygusu"nun olduğu ağır tempolu filmin, patronuyla ilişkide genç kadın, durumun farkında ama ne yapacağını bilmeyen âşık kocası, kendi karısını terkeden patronu arasında geçen, -festival tanıtımına bakılırsa, ormanda yaptıkları kamp sırasında adamın, dişi bir orman perisi tarafından kaçırılması- öyküsü, "abla"nın filme girmeden yaptığı, "hem Mayınlı Bölge, hem de Tayland filmi, kaşındık mı ne?" yaklaşımını haklı çıkarır niteliktedir.

İrlanda-İngiltere, 2009 yapımı
Getirin Kellesini: Yönetmen Ian Fitzgibbon, oyuncular Cillian Murphy, Jodie Whittaker, Jim Broadbent, Brendon Gleeson... Son zamanlarda bolca üretilen karakomedi türünün, fazlaca yenilik getirmeyen, oyuncuları hatırına izlenen eğlenceli bir örneği daha: Ödemezse, kendi seçeceği bir iki kemiğinin kırılmasına neden olacak borcunun tahsilâtına saatler kala beş parasız Michael, tek taraflı aşkı komşusu Brenda, odasını bizzat ziyaret eden Azrail'den "uyursa öleceği" haberini almış babası, ikisi birbirine âşık kalabalık gangster tayfası, araba çekmeye meraklı polisler, uyuşturucu satıcıları, vahşi köpek terbiyecileri çevresinde gelişen hızlı, eğlenceli olay örgüsü, okyanus görüntüsü üzerinde binen "insana kendisini önemsiz hissettiren..." sözleriyle başlayan film, yine okyanus görüntüsünde "Azrail'in ziyareti doğruysa, Dünya'da yalnız değiliz demek ki... bu mutluluk verici bir duygu..." sözleriyle biter.

Hiç yorum yok: