7 Nisan 2010 Çarşamba

29. Uluslararası İstanbul Film Festivali 5. Günü "abla" üç film görür: Yolda, Aşk Yuvası, Balerin ve Hırsız

Bosna Hersek- Avusturya- Almanya- Hırvatistan, 2010 yapımı Yolda: Yönetmen Jasmila Zbanic, oyuncular Zrinka Cvitesic, Leon Lucev, Ermin Bravo... Hostes ve uçuş kontrol çalışanı âşık çiftin tek eksiği bir bebek gibi görünürken, uçuş kontrolde çalışan adamın fincanında alkol yakalanması, disiplin kurulunca 6 ay işten uzaklaştırılmasına neden olur. Hıristiyan arkadaşlarıyla rafting yaptıkları bir gün, kazayla arabasına çarptıkları Vahabi Müslüman, kızağa alınmış uçuş kontrolörünün, savaş döneminden silah arkadaşı çıkar. Hostes genç kadının evden uzaklaştığı günlerde, oyalanmak üzere Vahabi arkadaşıyla yakınlaşan genç adam, onun önerisi üzerine, çocuklara bilgisayar öğretmek üzere kampa gider. Bir hafta sonu kampa kocasının yanına gidip oradaki yaşama tanık olan genç kadın, eşinin köktendinci etkiyle kendisinden uzaklaşmasını çaresizce izler; nihayet hamile kaldığında, kocasının yolunu izlemeyeceğinin de bilincine varmıştır. Bebeği doğurmak istediğinden emin olmadığını söylediği son görüşme ardından uzaklaşırken, "bana geri dön!" diye seslenen kocasına "sen" der, "bana geri dön!".

Balkanlarda, binlerce cana malolan anlamsız, acı savaş sonrası,
"abla"nın ülkesindekine benzer gelişme gösteren Müslüman hareketi üzerine güzel bir film. Birkaç kişinin, gösterim sırasında salonu terketmesini, insanların bu konudaki yargı ve korkularına bağlayan, kendini amacı kaynağa dönmek olan yolculukta, yolda sayan "abla", bir kaç yıl öncesinde aynı filmi izleyecek olsa, hiç de sert bir anlatımı olmamasına karşın, sonuna dek salonda kalabileceğinden şüphelidir.

Finlandiya, 2009 yapımı
Aşk Yuvası: Yönetmen Mika Kaurismaki, oyuncular Hannu-Pekka Björkman, Elina Knihtila, Antti Reini... Yaklaşık 10 yıllık evliliklerini sonlandırma kararı almış, evlilik terapisti çift, odalarını ayırdıkları günün sabahında, eve yeni arkadaş getirmeyecekleri... maddesini de kapsayan bir dizi kurala imza atarlar. Arkadaşının önayak olduğu moral harekâtı sonucu sarhoşken, eve bir kadınla gelen adam, Mafya patronu annesince terkedilmiş, sevgisiz büyümüş, hırçın karısının başlattığı misillemeyle karşılaşır. Boş durmaz, pezevenk üvey kardeşinden, sevgilisi rolü yapacak -yüklü bir para aşırdığı için saklanacak yere ihtiyacı olan- bir kadın kiralar. Bu arada, adamdan terapi alan kadın polisle, partneri erkek polis, meraklı komşular, akıl veren arkadaşlar...ın yarattığı curcunada giderek karışan işler, ana-kızın ve baba-oğulun karşılaşması, duygusal hesaplaşmalarıyla yerli yerine oturarak son bulur.

İspanya, 2009 yapımı
Balerin ve Hırsız: Yönetmen Fernando Trueba, oyuncular Ricardo Darin, Abel Ayala, Miranda Bodenhöfer... Filmin romandan uyarlama öyküsü, özürlü, güzel, yetenekli, altın kalpli kız -klişesi- ile, sevimli, yakışıklı, hafiften suça bulaşmış ama altın kalpli oğlan -klişesi- çevresinde, sessiz Charlie Chaplin, sesli Yeşilçam sineması filmlerini andırır biçimde gelişir. Hapisaneden genç oğlanla aynı zamanda çıkan, ünlü, deneyimli bir kasa hırsızı, hapse girerken geride bıraktığı karısı ile oğluna güzel bir yaşam sunan varsıl sevgili, likör yüzünden tecavüzcü hapisane müdürünün kendisini öldürmeye geleceğinden korkarak oğlanın peşine taktığı katil, delikanlının yetiştirdiği, Santiago caddelerinde dolaşan Milton isimli at... çorbasında olaylar, o formatta her zaman olduğu gibi, -"abla"nın beklediği biçimde-, kusursuz bir soygunla esaslı bir vurgun yapılıp Pinoche resmi arkasındaki kasadan esaslı kara para kaldırılmış, herşey yoluna girmişken, oğlanın bıçaklanmasıyla sona erer. Dans sahnelerini beğenen "abla", filmi uzun bulan arkadaşıyla sinemadan çıkarken, hemen her festivalde bir ya da iki filmini izlediği baş erkek oyuncuyla ilgili sızlanır: Adam aynı saç-sakal, aynı bakış ve mimiklerle, aynı zaman diliminde, oradan oraya koşarak birçok filmde oynamış gibidir, zaman tünelinin değişmeyen bir objesi gibi...

Hiç yorum yok: