15 Şubat 2010 Pazartesi

"Abla" vizyondan bir, !f İstanbul 2010'dan iki film daha izler: Burada, Bulanık Sular, Samson ve Delilah

Singapur 2009 yapımı Burada: Yönetmen Ho Tzu Nyen, oyuncular Jon Low, Jo Tan, Hemang Yadaw... Eski bir akıl hastanesinde, ağırlıklı olarak hastaların, hastaneye düşmelerine neden olan eylemi canlandırıp, daha sonra izleyerek durabilecekleri uygun anı bulmalarına, eylemlerinin sorumluluğunu almalarına yarayan videokür denen tedavi yönetemini konu edinen filmin çekimlerine imza atarak katılan, karısını, çocuğunu, kardeşini öldürmüş kişiler, bir kleptoman... pek çok hasta katılır. Yeniçağ bilgeliğinde "teslimiyet" denen, kaderin üstünlüğünü kabul edip, kaderini sevme çağrısı -Amor Fati- yapan babasını anan, ama şiddete başvurmaktan geri kalmayan bir hasta, defteri aracılığıyla konuşan bir diğeri, birbirlerine âşık iki genç, üçüncü gözü açık olduğu için hayaletleri gördüğünü iddia eden bir başkası, sosyal uyum için çay partileri düzenleyen, tedavi olup gideni, "...herkesi memnun edemezsin... dönmek zorunda kalırsan bunu başarısızlık olarak görme..." diyerek uğurlayan doktorlar... Kendine özgü, özenli çalışma, "abla"nın, içinde kendini özdeşleştirebileceği bir karakter olmaması nedeniyle kısa zamanda unutacakları arasındadır.

Festivalden bir film daha görmek üzere, Cadde'ye yollanmadan, beyazperde.mynet.com'dan vizyona neler girdi acaba? araştırması yapan "abla"yı, İstanbul'da yalnızca iki salonda oynayan, -altındaki yorumlara bakılırsa, görülesi- bir film çeker. Alkazar'a varır, gişede parayı uzatıp filmin adını söylediğinde, girişte dolanıp duran delikanlıya "iki kişi oldunuz!" diye seslenen hanım, "buyrun" der "sizin biletinizi de vereyim". Şaşkınlık belirten "abla" ile ayaküstü bu konuda konuşurlarken, -Caddede her nasılsa Recep İvedik oynamayan- üç salondaki filmlerden hangisini göreceklerine karar verememiş çift, konuşmalara, ardından Norveç İsveç Almanya, 2008 yapımı Bulanık Sular'ın izleyicilerine dahil olurlar: Yönetmen Erik Poppe, oyuncular Pal Sverre Valheim Hagen, Trine Dyrholm, Ellen Dorrit Petersen, Trond Espen Seim, Henriette Garcia, Fredrik Grondahl...

Muhteşem film, altı izleyicisinden hiç birini hayâl kırıklığına uğratmaz: İki gencin ufak tefek hırsızlık ya da eğlence amacıyla kaçırdıkları küçük oğlan, dere kıyısında bir kaza sonrası ölür. Cezasını çeken, hapisliği sırasında iyi bir org sanatçısı olan Jan Thomas, yeni bir başlangıç için Oslo'da bir kiliseye başvurur. İşe alınır ama, ölümüne sebep oldukları oğlanın annesi öğretmen bir okul gezisi sırasında Jan'ı tanır, gizliden onu izlemeye alır. Saplantılı görünen acısı, Jan'ın kilisede yakınlaştığı kadının oğlunu kaçırmasına dek varır. Acılı anne ile eşinin, patronu ve karısıyla yedikleri yemek sırasında, kadınlardan biri, cesedi bile bulunamamış oğlunun acısını "...bir daha sıcak kakao içemedim..." diye anlatırken, diğeri uyuşturucu yüzünden yavaşça ölmekte oğlu için "...keşke ölmüş olsa..." der. İki kadının, formatı belli iş yemeğini bir anda aşan içtenlikleriyle muhteşem sahne ile filmin sonunda, Jan'la, oğlunu yitiren annenin, arabada, üzerlerinden sular akarken yaşadıkları, güçlü oyunculukla yücelen sessiz sahne kolayca akıldan silinebilecek gibi değil...

Alkazar'dan AFM'ye, !f İstanbul 2010'dan 15:00'teki film için giderken, eğitimci teyze ve kuzenine rastlayan ve kendisinden vize almadan buralarda ne aradıklarını sorup takılan "abla", AFM girişinde de diğer kuzenine rastlar: Kendilerine fikir sahibi damaklar diyen, bilinçli, akıllı bir grup kadın, üzerinde "Ne yediğini bilmek hakkındır!.. GDO'suz yazanı seç ya da organik ürünü tercih et... Gıdanın raf ömrü uzarken seninki kısalmasın!.." yazan broşür içinde "al eline büyüteci, etiket hafiyeliği yap, gerçek gıdayı ara ve paranı sadece gerçek olana yatır" mesajı taşıyan minik birer büyüteç dağıtmakta... 15 Şubat, 19:30 ile 21 Şubat, 17:30'da gösterilecek Food, Inc. filmi öncesindeki etkinlik, ardından küçük bir oturumla da desteklenecek.

Avustralya 2009 yapımı Samson ve Delilah: Yönetmen Warwick Thornton, oyuncular Rowan McNamara, Marissa Gibson, Mitjili Gibson, Scott Thornton... Dünyanın, geçmişi 40-50 bin yıl önceye dayanan en eski yerli halklarından Avustralya Aborijinlerinden, derme çatma kulübelerde ıssız bir köyde yalıtılmış, büyükannesiyle yaşayan Delilah ile bir gün yatağını getirip onların avlusuna atan, konuşmayı unutmuş tinerci Samson'un öyküsü... Kendilerine özgü resimlerini 10 katına şehirde pazarlayan adamın verdiği üç kuruş ile yaşarken, büyükannenin ölümü üzerine yalnız kalan Delilah'ı arabaya koyup şehre kaçıran Samson bunun kurtuluş olduğunu sanır ama, naif halkın masum çocukları, kente her yaklaşmalarında, travmatik olaylarla karşılaşırlar. Büyükannenin kıkırdayarak "...kocan olacak, o iyi bir çocuk..." dediği Samson'u toparlamak ve çöl ortasında yeni bir yaşam kurmak, binlerce yıllık genetik deneyimden gelen güçlü içgüdüleri ile -her zamanda ve zeminde olduğu gibi, kadına- Delilah'a kalacaktır.

Yakınlarda, paralı kanalda izlediği Nicole Kidman, Hugh Jackman'lı Baz Luhrmann filmi Avustralya'da, büyükbabası ile -bugünün teknik bilgisi ile dahi açıklayamadığımız- "bağlantı"sını sürdürüp sonunda geleneklere dönen küçük Aborijin oğlan çevresinde gelişen olaylarla anlatılan, yok olmaya direnen, "üzerinde güneş batmayan imparatorluk" üyesi idarecilerin yakın tarihte, -nihayet!- özür dilediği bu muhteşem halkı saygıyla anan "abla" için Samson ve Delilah, özel bir film!

Hiç yorum yok: