16 Kasım 2009 Pazartesi

Politik bilim kurgu kara komediye bayılan "abla" için Yasak Bölge 9, bir başyapıt!

2009, Yeni Zelanda-ABD yapımı Yasak Bölge 9'un yönetmeni Neill Blomkamp, -"abla" hiç üşenmez, arar tarar bir fotoğraf bulur- bir beyaz! Filmin, 1948'den başlayarak uzun yıllar Apartheid acısı yaşamış topraklarda, Johannesburg'da geçen öyküsünü "en iyi bir siyah anlatabilir" diye düşünen "abla", uzun saçlı, yakışıklı, neşeli bir beyazla karşılaşınca şaşırmadan edemez.

Gençlik yıllarında gördüğü, ırkçı-ayrılıkçı rejim karşıtı Steven Biko'nun işkenceyle sona erdirilen yaşamının anlatıldığı, Richard Attenborough'nun yönettiği, Denzel Washington, Kevin Kline'ın oynadığı Cry Freedom filmi ile yüreğinde, bu ülkenin insanları için bir acı kompartımanı açılan "abla"nın, Joan Baez'in Biko'ya adadığı şarkıyı, her dinleyişinde içi kanar. Trajedinin başlangıcından 40 yıl sonra, ailenin seyahat gurusu küçük kız kardeş Güney Afrika'ya gidip, acılı tarihin müzesini gezer. Dönüşünde izlenimlerini anlatırken, insanların geçmişe ilişkin tavırlarının, -"abla"ya hediye getirdiği t-shirt'ün üstünde yazılı şekliyle- "Hakuna matata!" olduğunu söyler, yani "takma kafana!"

Günümüzün 50 yıl sonrasında geçen filmde, Güney Afrika Cumhuriyeti'nin başkenti Johannesburg üzerinde uzun süre hareketsiz duran koca gemiye ulaşan beyazlar, siyahlar üzerinde yıllar boyu edindikleri engin deneyimle, "karides" dedikleri, -bir nedenle çaptan düşmüş- uzaylıları tecrit ederler. Yıllar içinde aynı dili konuşup çatpat anlaşabilseler de, bu, karideslerin yaşam kalitelerini artırmaz. Bir zaman sonra fazla kalabalıklaştıkları gerekçesiyle bir başka kampa aktarılmaları gündeme gelir. Bu arada çıkan olaylarda, bir itiş kakış sırasında DNA'sı etkilenen ve hızla bir dönüşüm içine giren, işine, eşine âşık Wikus, anında, onu uyuşturmadan kesip sırrına ulaşmak isteyen bilim adamlarının ardına gizlenmiş paragözlerin hedefi haline gelir.

"Abla", filmde, kırmızısı bol bilgisayar oyunlarına düşkün yeniyetme hevesiyle yüklenmiş, aksiyon denilen, akıl almaz şiddet, vahşet, dehşetle, gürültü patırdıyı 1979'lu yönetmenin gençliğine verir. Kamptaki bir başka "uzaylı" grup Nijeryalılar, onlarla karideslerin karaborsa kedi maması ağırlıklı ticaret ilişkileri, beyazlar arasında dönen dolaplar, derinde, toprak altında 20 yıldır incelikle, sabırla damıtılagelen yakıt, DNA'ya uyumlu uzaylı silahları, finalde sevgili eşinin kapısına, çöplükten topladığı ıvırzıvırla yaptığı küçük çiçeği bırakan Wikus'un hüznü...

Tüm sertliği altında, bir o kadar komik film, "abla"nın beğenisini, hayranlığını bileğinin hakkıyla hakeder...

Hiç yorum yok: