25 Ekim 2009 Pazar

"Abla"nın, Filmekimi 2009, son gününde hiç bileti yok: O da yıldız listesi yapar, bir de festivalin reklam filmlerini yazar:

Hafta içi -mucize fiyat 3.5 TL'den- izlemeye özen gösterdiği, -Gala filmleri dışında- gördüğü 17 filmi en beğendiğinden başlayarak sıralayan "abla" 2009'un Filmekimi'ni verimli, bereketli bulur: 1. Kapitalizm: Bir Aşk Hikayesi, 2. Ay, 3. Şark Oyunları, 4. 9, 5. Polytechnique, 6. Dönüşüm, 7. Altın Çağdan Öyküler, 8. Londra Nehri, 9. Cennette Beş Dakika, 10. Che-2: Gerilla...

Reklam filmleri, -krizin etkisiyle olsa gerek- girişte "2 dakika sürdüğü" uyarısından da anlaşıldığı gibi pek zayıf: Ritmi önde müziğiyle yetkin, güzel bir jimnastik kulübü reklamı, aşk hikayesi dizisi havasında bir iletişim teknolojisi reklamı, iki de "bu aileden olmak ne istediğini bilmektir" sloganı/dayatması ile, sokak giysileriyle evde oturan insanları gösteren, 45 yıllık giysi "marka"sı reklamı, topu topu dört adet!

Festival boyunca film aralarında, arkadaşlarıyla, Çiçek Pasajı'na, Saray'a, Pano'ya, en çok Galatasaray'daki Çorbacı'ya giden, orada kendisini Giritli saymasına karşın "bizimkiler bunu bilmez" dediği sebzeli köfteli Girit Çorbası'yla tanışan "abla", artan zamanda el yapımı defter ve minik kartları için görüşmeler yapar: Polipropilen'den kalpler keserek ürettiği, kürkten saçlı portrelerle süslediği kapaklar arasına koyduğu güzel kalın kağıtlı defterlerle, boncuk dikerek ürettiği küçük -hediye için iyi dilek yazılabilecek- kartlar için Mefisto ile görüşür.

Bir ara, -yazılarında esip gürlese de, tek başına az pısırık "abla", bir başına gitmeye cesaret edemeyeceği- fal bakan kahvelerden hemcinslerinin olanına sinemasever sevgili arkadaşınca götürülür, ilk kez Tarot Falı baktırır: Enine boyuna gösterişli -ruh enerjisinin tümünü tutar görünen, ışıltılı- kadın "abla"yı karşısına oturtur, desteyi üçe böldürür, dokuz kağıt çekmesini ister. Kartlara bakarak "...burada bir apartmanda kaldığını, ama asıl evinin müstakil olduğu..." söyler. "...kırgınlıkların var ama kindar değilsin, elin gönlün açık... bekar mısın?... sen bu işleri kapatmışsın... kızının adının beş harfli..." der, sorduğu 6-7 harfle kızının adını bulur. "İlk çocuğu oğlan olacak... ilkini görüyorum... damat askere, yakına bir yere gidecek..." Sonra "abla"nın hedefini sorar,
gün boyu kimbilir nelerle karşılaşıyorsa, hedefini söyleyen "abla"ya, öyle fazla bir şaşkınlık göstermez; "hedefine ulaşacaksın," der, "herkese söyleme nazara gelirsin". Birkaç kağıt daha çektirir, "bir yolculuk yapacaksın, İzmir tarafına mı?" diye sorar. ("Abla" bir kaç gün sonra teyzesiyle Dalaman'a kuzenine gidecektir) "Bir haber bekliyor musun?... alacaksın... bir kart daha çek bir soru sor" der; "abla" sorar "ne zaman?", ışıklı kadın elindeki karta bakar "2010!" der "2010 senin yılın, kalabalıklar içindesin, müjdeler var, parasal sıkıntın yok, biraz sıkılıyorsun, ama önün açık..."

Hiç yorum yok: