12 Nisan 2009 Pazar

Festivalin 9. gününde, "abla" 4 film görür: Üçüncü Sayfa Haberleri, Garip Birisiyle Evlendim, Bir Terör Filmi: Der Baader Meinhof ve vizyondan Okuyucu

Ustalara Saygı bölümünden Raymond Depardon'un yönettiği Üçüncü Sayfa Haberleri, Fransa 1983 yapımı film, fotoğraf, sinema bilgisine eklediği gözlemci yeteneğiyle Depardon'un, Paris 5. Bölge Karakolu'nda üç ay boyunca yaşadığı dönemde tanık olduğu, gazete 3. sayfalarında minicik görünen haberlere konu olan olayları anlatır. Çiftler arası itiş-kakış, uyuşturucu kurbanları, pişkin yankesiciler, bir intihar, çocuk alıkoyma... Gerçek insanlar, gerçek olaylar çerçevesinde -Suçüstü filminde de ortaya dökülen-, "Paris eskisi gibi değil, yabancılarla doldu" diye ifade edilen rahatsızlık... Dürüst, güçlü bir tanıklık, bu, -"abla"ya göre- sinemanın en önemli işlevlerinden biri...

Canlandırma Sineması bölümünden Bill Plympton'un yönettiği Garip Birisiyle Evlendim.
ABD 1997 yapımı, Charis Michelsen, Tom Larson... seslendirmiş. Sevişen kuşların çarptığı uydu anteninden aldığı ışın yansımasıyla, düşünceleri gerçeğe dönen damat, ne yapacağını bilemeyen yeni gelin, damadın peşinde medyayı ele geçirmeye çalışan, ordu destekli kötü adam... Silahlarla, insan bedeninin değişik işlevleriyle ilgili ilginç komik açıklamalarla dolu, eğlenceli bir çizgi film.

Akbank Galaları bölümünden Bir Terör Filmi: Der Baader Meinof, yönetmen Uli Edel, 2008 Almanya yapımı. Oyuncular Martina Gedeck, Moritz Bleibtreu...
Festival kataloğunun demesine göre "...Almanya'nın Oscar'daki 2009 temsilcisi ve şimdiye dek ülkede çekilmiş en pahalı film...". Gençliğine denk geldiğinden Baader-Meinhof Örgütü'nden, eylemlerinden haberdar "abla" için bu filmin yeri ayrı... 1967-77 arası, Almanya dışında değişik Avrupa kentlerinde yaşayıp, Ürdün, Irak'ta gerilla kamplarına katılarak kökten solcu eylemlerini sürdüren, sonunda liderlerinin cezaevindeki intiharları sonucu etkisini yitiren örgütü anlatan film, görünüşe göre ayrıntılı ve dürüst.

Vizyonda, Alkazar'da Okuyucu: Yönetmen Stephen Daldry, oyuncular Ralph Fiennes, Altın Küre En İyi Yardımcı Kadın ve Akademi En İyi Kadın Oyuncu ödüllü Kate Winslet... Savaş sonrası Almanya'sında, bir yeniyetme ile ondan yaşça büyük bir kadın arasındaki aşk ile başlayan film, kadının, terfi ettiği zaman aralığında ortadan kaybolmasıyla sürer. Birkaç yıl sonra oğlan, hukuk eğitimi sırasında katıldıkları bir mahkemede kadının, gardiyan olarak yargılanışına tanık olur. Okuma bilmediğini gizleyen -ki bu, senaryonun en zayıf noktasıdır; savaş öncesi Siemens'te çalışan, daha iyi iş olanakları düşüncesiyle SS'lere katılan, Nazilerin kamplardaki karanlık trajik eylemlerinin icracısı bir kadın gardiyanın, savaş sonrası tramvay biletçisi olarak çalışıp bir de terfi alması ve büroya kaydırılması, tüm bu süreç içinde de okuma yazma bilmediğini gizleyebilmiş olmasını, "abla" hiç akla yakın bulmaz- kadın, diğer gardiyanların komplosuyla 20 yıl hapis yatar. Onunla yine, kasetlere kaydettiği kitaplar aracılığıyla bağlantı kuran -eski- yeniyetme, hapisten çıkacağı sırada kadına, yargıları nedeniyle, beklediği duygusal desteği veremez.

Olayları,
tarih çizgisine neden ve sonuç bağıyla yerleştirebilen "abla", son iki filmi ardarda izlediği için kendisini tebrik eder: Görünüşe göre, Nazilerin işlerinden habersiz Alman Halkı, Okuyucu filminde, yargılanan kadın gardiyanlara "Nazi kaltağı!" diye bağırırken, yargıçlar iç huzuruyla işlerini yaparlar. Yine görünüşe göre, yine Nazilerin işlerinden habersiz Alman Halkı, aradan geçen yılların ağırlaştırdığı suçluluk duygusuyla, bu kez mahkemede, sigaralarını tellendirerek yargılanmakta Baader- Meinhof üyelerinin, yargıçlara yönelik "domuz, sıçan!" hakaretlerine alkışlarla destek veririler.

Hiç yorum yok: