10 Nisan 2009 Cuma

7. güne ulaşan 28. Uluslararası İstanbul Film Festivali'nde, "abla" üç film daha görür: Ahmaklar ve Melekler, İz Sürücü, Somers Town

"Bir yaşında ölen oğlum, denizin üzerinde yürüyerek uzaklaşıyor, sesleniyorum, oğlum, beni bekle ben de seninle geleceğim, bir yandan da ayaklarıma bakıyorum, şaşırıyorum ben nasıl denize batmıyorum diye... Oğlum, ama böyle çok ötede, ben yetişmeye çalıştıkça uzaklaşıyor, uzaktan, anne gelme, biz sonra beraber olacağız diyor. Sonra o gözden yitti, ben de denizin öbür yanına gelmişim, kıyıda metalden yuvarlak uzay gemisi gibi bir şey var, merdivenden çıkıyorum, içerisi kapkaranlık, bir de bakıyorum anneannemle, babaannem orada, biri gel Naciye benim yanıma otur diyor, diğeri senin daha zamanın var dedi beni öte yandaki merdivenlerden indirdi." "Abla"nın, kuzeninin kutu dükkanında birlikte çalıştıkları günlerden tanışı, şimdilerde kızının evini temiz pak tutup başlarında duran; evlât acısı dahil, Dünyada pek çok zahmete katlanmış, arada bir kahkaha atmayı unutmamış Naciye Hanım, gözyaşları içinde rüyasını anlatmakta...

Canlandırma Sineması: Bill Plympton
bölümünden: Ahmaklar ve Melekler, 2008 ABD yapımı ödüllü animasyon filmi,
kısıtlı animasyon tekniğiyle, az renkle, huysuz, geçimsiz Angel'in hikâyesini anlatır; adam mahalledeki bara gittiği günlerden birinde, bar sahibinin -zulmettiği- karısının dansına vurulur. Bu, sırtında, giderek büyüyen iki küçük kanatın çıkmasına neden olur. Angel, yok etmeye çalıştıkça büyüyen kanatlarını, başlarda kötü niyetle kullanır, sonra vazgeçer zincire vurur, bir ara kanatlar ameliyatla bar sahibinin sırtına da transfer olur... Animasyona, hareket eden resimlere çocukluğundan bu yana vurgun "abla" için, gördüğü, göreceği tüm Bill Plympton filmleri, birer şenlik! Her festivalde ne yapar eder, başka başka ülkelerden -yüzüne yansıyan kor ışığında, bir kurdun, küle gömüp pişirdiği patatesi, yanan patilerini üfleye üfleye yediği, Orta Avrupa'dan gelen animasyon filmi halâ belleğindedir- canlandırma sineması örneklerini izler. Kendisi ne kadar heves etmişse de, tezcanlı doğası, sabırsız yapısı animasyon gibi emek ve sabır isteyen bir konuda -ancak ve ancak- izleyici olmasına izin vermiştir.

Emek Sineması'nda, reklamların bitiminden filmin başladığı zamana dek geçen bir dakikalık sürede, sahnedeki altın perdenin ışıklar içinde şıkır şıkır indirilip kaldırılması, emeklilik huzurunu seçmiş -eski- beyefendi işletmeci Hikmet (Dikmen) Bey ile birlikte tarihe karışmış!


Genç Ustalar bölümünden, 2008, Macaristan, İsveç, İrlanda yapımı İz Sürücü: Yönetmen Attila Galambos, oyuncular Zsolt Anger, Judit Rezes... Patalog Tibor, eski bir diva olan annesini ameliyat ettirmeye gerekli parayı sağlamak için, "bir cinayet işlemesi" önerisine direnmez. Ne var ki, kurbanı, baba bir kardeşidir. Çevresinden bir kadının da ilgisini çeken tepkisiz kişiliğiyle, cinayet nedenini ve azmettiriciyi ararken, bir kardeşiyle daha karşılaşır. Film, aralarda yengeçlerin konuştuğu, ölülerin yargılama amacıyla oturumlar düzenledikleri, fantastik, zaman zaman çok komik gelişmelerle sürer ve tuhaf biçimde mutlu sona bağlanır. Çok başarılı bir kara-komedi filmi!

Dünya Festivallerinden
bölümünden, 2008 İngiltere yapımı, Shane Meadows'un yönettiği, Piotr Jagiello, Thomas Turgoose...'un oynadığı Somers Town: Evinden kaçan Tomo, adet olduğu üzere adımını attığı anda, kentin başıbozuk çocuklarının saldırısına uğrar, dövülür, soyulur. Marek ise babası gündüz çalışıp gece içtiğinden yalnızlık çekerken, dayak yemiş Tomo'yla yolları kesişir. Çok farklı tabiatlı iki oğlan, tuhaf komşunun getir götürüne yardım ederler, lokantadaki garson kızı severler... Öğrenci projesi alçakgönüllülüğü içinde sıcak, küçük, sevimli bir film!

Hiç yorum yok: