13 Nisan 2009 Pazartesi

28. Uluslararası İstanbul Film Festivali'nin 10. gününde, "abla" üç film görür: Tony Manero, Gölgesizler ve Buick Riviera

Uluslararası Yarışma bölümünden, Şili-Brezilya 2008 yapımı, bol ödüllü Tony Manero'nun yönetmeni Pablo Larrain, oyuncuları Amparo Noguera, Hector Morales... Filmin, 1978'de Şili'de geçen öyküsü, küçük bir dans grubunun 50'li yaşlardaki başdansçısı Raul'un, takıntısı -Geceyarısı Ateşi'ndeki (John Travolta)- Tony Manero taklidi uğruna, gözünü budaktan sakınmadan yaptıklarını anlatır. Renkli televizyon için yaşlı bir kadını, sahneye döşeyeceği cam tuğlalar için satıcıyı öldürmekten; para için, Pinochet'nin zulmüne uğrayıp araziye atılmış mağdurları soymaktan geri durmaz. İktidarsız olmasına karşın, grubundan iki kadının birlikte kaçma önerileriyle sıkıştırılırken, direnişçilerle işbirliği içindeki genç dansçıların polisçe sorgulandığı gün katıldığı yarışmayı tüm umutlarına karşın yitirir. İzleyici, film boyunca, neler yapabildiğini gördüğü, uğursuz Tony Manero'nun, sondaki eylemini izlemese de, bilir. Üzücü, iç karartıcı, meraklısına önerilebilecek bir film.

Türk Sineması
bölümünden, 2009 Türkiye yapımı Gölgesizler: Yönetmen Ümit Ünal, oyuncular Selçuk Yöntem, Hakan Karahan, Taner Birsel, Arsen Gürzap, Altan Erkekli... Film festival kataloğuna göre "Almanya'da Doğu'nun Kafka'sı olarak nitelendirilen Hasan Ali Toptaş'ın 1994'te Yunus Nadi Roman Ödülü'nü kazanan, aynı adlı romanından..." uyarlanmış. Filmin başında sahneye çıkan, filmlerini bilip seven "abla"nın bir önceki festivalde de Ara filmini görüp bayıldığı Ümit Ünal, sorar; salon çok kalabalık, vizyonda gösterilirken neredeydiniz?
Film, yarı fantastik bir öykü anlatır: Kendisi yakışıklı, karısı güzelken neden hilkat garibesi bir evlâda sahip olduğunu anlamayan zorba muhtar, kendini derin felsefeye kaptırmış Cennet'in oğlu, ortadan yokolan köyün güzeli Güvercin, tekinsiz korucu, durup dururken atın tepelediği oğlan, arada sepia renkli eski bir hikâye, Aynalı Fatma ile dokuz karısından bir avlu dolusu çocuk sahibi Hamdi'nin ilişkisi... Film, Candan Erçetin'in çok güzel şarkısı eşliğinde sonlanırken tekrar sahneye davet edilen yönetmen Ümit Ünal ile yapımcı oyuncu Hakan Karahan, soruları yanıtlar: İzleyicilerden biri, "Hz. Ali tablosu altında zina sahnesi şart mıydı?" diye sorar, yönetmen bunun romanda da özenle işlendiğini söyler, "filmde" der, "başta açıkken, -kamera uzaklaşırken- Hz.Ali'nin utanıp gözlerini kapadığı resmini gösterdik" Kitabı okuyan ve uyarlamayı başarılı bulduğunu belirten izleyici "tasvirleri aktarırken zorlandınız mı?" diye sorar, yönetmen "kitap çok şiirseldi" der,"ilk bakışta dilsel karşılık bulup yorumlamanın imkânsız olduğunu, reddetmeyi düşündüm. Romandaki belirsizlik çok daha baskın, mesela Hamdi'nin bir avlu dolusu çocuğu ne oldu sorusu, yanıtlanmayan sorulardan... Şiiri başka bir dile çevirmek gibi, ben kitabı bir yönüyle, politik tarafıyla ele aldım, Türkiye'nin son 100 yılını düşünerek, öyle bir bakış açısıyla çektim." Kendisine yöneltilen "böyle sürrealist bir projeye nasıl kalkıştınız?" sorusunu ise yapımcı-oyuncu Hakan Karahan "ilk defa yapımcılık yaptığımdan, senaryoyu da yazıp, çok güzel çekilir dedim. Zor bir yan görmedim. Roman zorlayıcı, yaşadıktan sonra zor olduğunu gördüm, öğrendim. İmkânsız yok, sevdiğim bir kitap gelsin, onun da filmini yaparım. Oyuncu olarak, sette işim kolaydı, kendimi Ümit'e teslim ettim, çok zor olsa bu kadar çok aktör olmaz." diye yanıtlar. Filmin kurgusunu beğendiğini belirten izleyiciye ise yönetmenin yanıtı, "hikâyeyi tersten bağlamayı, gidip gelmeleri seviyorum, romana hayranlık duydum, anlatımıma çok uygundu" olur.

Emek'ten çıkan "abla", tam karşıda Mefisto'ya dalar, görevliye "Ümit Ünal çekmiş, çok güzel film olmuş, bir de kitabı okuyayım istedim" açıklaması yaparak, tezgâhtaki son Gölgesizler romanını satın alır.


Sinemada İnsan Hakları
bölümünden, Goran Rusinovic'in yönettiği, 2008, Hırvatistan- Bosna Hersek yapımı Buick Riviera: Oyuncular Aimee Klein, Slavko Stimac, Leon Lucev. Balkan topraklarının -
Amerika'da karşılaşan- düşman iki bireyi, ne yapıp eder, zıtlaşmanın yolunu bulur. Birinin evliliği bitmiştir, teselliye ihtiyacı vardır, diğeri, mutluluğunu tehdit eden Buick'e çok düşkündür. Buick'in el değiştirmesi, krizi çözecek gibi görünse de... Arada çok komik diyalogların olduğu, geçmişin acısı çökmüş kasvetli, karanlık bir film.

Hiç yorum yok: