4 Nisan 2009 Cumartesi

28. Uluslararası İstanbul Film Festivali 1. günü, "abla" üç film görür: Evlilik Sınavı, Genç Kız Pınarı ve Acı Süt

Festival programı belli olur olmaz sıkı biçimde çalışıp, görmek istediği 50 filmlik listeyi kızkardeşine postalayan "abla", erkeklerin zulmünden -az da olsa- kurtarmak için enselerine Vıcks sürdüğü dişilerin acıklı feryatlarının yankılandığı, kedilerarası Mart şenliklerinin son hızla sürdüğü verandasını geride bırakıp, Nisan'ın ikinci günü, fıstık yeşili yer, puslu yağışlı gri gök arasında mahmur bir yolculukla, İstanbul'a yollanır.

Festival arifesi, bereketli cuma günü, onpunto'dan yazışıp kaynaştığı bir arkadaşıyla tanışıp denize bakarak kahvaltı ve duygu alışverişi yapan "abla", el yapımı kutular yapıp yolladığı müşteriden dosta evrilmiş hanıma, ardından, okuduğu spritüel kitaplar taşıdığı ama yargılarını aşamadığı bir başka arkadaşına uğrar, arada emlâk vergisini yatırır, bir koşu hastaneye uğrayıp tahlil sonucunu alır.

Festivalin ilk günü, ilk filmi, "abla"nın gözünün bebeği Emek Sineması'nda: Yarışma Dışı bölümden, 2008, İngiltere yapımı Evlilik Sınavı: Yönetmen Stephan Elliott, oyuncular Jessica Biel, Colin Firth, Kristin Scott Thomas... Eski günlerin debdebesini, sürek avı, yılbaşı balosu vs. ile sürdürmeye çalışan, ekonomik gücünün sonuna dayanmış İngiliz aristokrasisinin ortasına düşen akıllı, yaşama bağlı, sevgisinin derinliği yaşam tarafından sınanmış Amerikalı gelin ile tutucu kayınvalidenin, her biri klinik birer vak'a görümcelerin, savaş sonrası birliğinden kimseyi sağ geri getirememiş olmanın acısını aşamamış alaycı kayınpederin, kısa süreli, herkesin -elbette kendi çapında- aydınlanmasıyla sonuçlanan ilişkisini, son derece esprili olaylarla anlatan film, laser alt yazılı; "abla"ya kalırsa üç vakte kadar vizyona girecek filmlerden...

Atlas Sineması'nda Asiler, Azizler, Aşıklar bölümünden bir Ingmar Bergman filmi: Birgitta Pettersson, Max von Sydow...'un oynadığı, yönetmenin, görüntü yönetmeni ünlü Sven Nykvist ile ilk büyük çaplı çalışması Genç Kız Pınarı: İsveç 1960 yapımı siyah beyaz film, Paganlık ile Hıristiyanlık arası zamanda, 13. yüzyılda, kızına tecavüz edip öldüren adamları cezalandıran, kızın cesedini buldukları yerde kaynayan pınar kıyısında Tanrı'ya, cinayet işlediği elleriyle "...taştan ve kireçten bir kilise yapmaya..." söz veren babanın, bir halk şarkısına dayanan öyküsünü anlatır. Katillerin, öldürdükleri kızın değerli giysilerini satmaya çalıştıkları anası, çocuğunun başına geleni anladığında hiç sesini çıkarmaz, "kocama giysilerin kaç para edeceğini sormalıyım" der, çıkar, adamların uyuduğu yerin kapısını sürgüler. Hamamın ısıtılması talimatı verip kızgın taşlara dökülen suyun buharında, bedenini, sabaha karşı kestiği huş ağacı dallarıyla -Fin Hamamı geleneğince- döven baba, katillerin uyuduğu barakada şafağa kadar bekler ve sonunda onları tek tek öldürür. Etkileyici, güzel, özel bir film...

Cadde'de yeni bir sinema Yeni Rüya'da, Dünya Festivallerinden bölümünden, Magaly Solier, Marino Ballon, Susi Sanchez...'in oynadığı, "abla"nın önceki festivalden unutamadığı Madeinusa'nın yönetmeni Claudia Llosa'nın çektiği, İspanya Peru 2oo9 yapımı Acı Süt. Kendisine hamileyken tecavüze uğrayıp, kocasının öldürülüşüne tanık olan annesinin ölümü ardından, kendisini "iğrenç insanların tecavüzünden, ancak vajinasında taşıdığı, rahminin iltihaplanmasına neden olan, arada filizlerini makasla kestiği, iğrenç patatesle" koruyabileceğine inanan, anasının acı sütüyle beslenip, korkuyla büyümüş çok yoksul Fausta'nın fantastik görünen hüzünlü öyküsü, "abla"yı en az Madeinusa kadar etkiler.

Hiç yorum yok: